OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE İLK ADIMIN ÖNEMİ

Çocuklarımız en değerlilerimizdir ve onlar için her zaman en iyiyi isteriz. Çocuklarımızı yetiştirirken hayatları ile ilgili verebileceğimiz en hassas kararlardan biri ise eğitimleri ile ilgili olarak onlar için en iyi okulu seçebilmektir. Okul öncesi eğitim çocuğun sosyal, fiziksel ve kişilik gelişiminin temellerinin atıldığı, çocuğun kişiliğinin büyük oranda biçimlendiği, çocuğun kendisinin ve kendisinde var olan potansiyelinin farkına vardığı, paylaşmayı, dayanışmayı, sosyalleşmeyi ve birlikte çalışmayı öğrendiği çok kritik bir dönemdir. Bu kritik dönemin en etkili şekilde tamamlanabilmesi, çocukların zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimlerinin en üst düzeyde geliştirilebilmesi için seçilecek kurumun çok iyi araştırılması, bu konuda ailelerin çok dikkatli davranması gerekir.

Çocuk için en uygun okul öncesi kurumunu seçerken öncelikle anne-babanın beklentilerinin iyi belirlenmesi, daha sonra bu beklentilerin ziyaret edilen kurumun şartları ile örtüşüp örtüşmediğinin daha önemlisi çocuğun gerçek ihtiyaçlarına cevap verip veremeyeceğinin değerlendirilmesi gerekir. Beklentiler önemlidir ancak sadece beklentilere göre yapılan bir seçim uzun vadede hayal kırıklıklarına neden olabileceğinden beklentileri çocuğun bireysel özelliklerinin farkında olarak belirlemek ve seçimi buna göre yapmak daha gerçekçi bir sonuç verecektir.

Kurumların incelenmesi sırasında kurum ziyaretlerinin önce eşlerle birlikte yapılması, daha sonra da çocuğun katılımıyla gerçekleştirilmesi uygun olur. Anne-babanın ve tabi ki çocuğun tercihi sonucu seçilen okul ile ilgili ebeveynlerin dikkat etmesi gereken diğer kriterler ise şunlar olmalıdır:

Personel Durumu

Konusu ile ilgili gerekli akademik kariyere sahip, deneyimli, işleyişe hâkim, ekibi arasında tam bir işbirliği ve dayanışma sağlamış, otoritesini yerinde kullanan, sorumluluğunun bilincinde bir yönetici kurumun güvenirliliğinin en etkili kriteridir.

Diğer bir önemli kriter ise öğretmenlerin niteliğidir. Öğretmenler; konusunda eğitimli ve tecrübeli olmalı, çocuklara sevecen, anlayışlı ve eşit davranmalı, bakımlı, güler yüzlü ve adaletli olmalı ve tabi ki işini de severek yapıyor olmalıdır. Öğretmen, çocuğun ailesinden sonra değer verdiği en önemli kişidir, bu nedenle de son derece titizlikle seçilmelidir.

Okul öncesi eğitim kurumlarında; konusunda eğitimli, bir pedagog veya psikolog mutlaka bulundurulmalıdır. Çocukların becerilerinin ve gelişimlerinin takibini yapabilmek, çocuklardaki değişiklikleri dikkatle gözlemlemek ve beklenenin dışındaki davranışlarının bir problemin işareti olabileceğini keşfedebilmek, gerektiğinde aileyi uyarabilmek, olası bazı problemleri çocuğun gelişimini etkileyen ve uzun yıllar süren başka sorunlara dönüşmeden erken yaşta keşfedip çözümleyici tedbirlerin alınmasını sağlamak uzmanlık ve deneyim gerektirmektedir.

Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri kapsamında çocukların gelişimi ve eğitimi ile ilgili düzenli ve yeterli değerlendirmelerin yapılması, geri bildirimlerde bulunulması da veli için çok önemli bir kriterdir.

Ayrıca; kurumların bünyesinde çocuğun çeşitli sanat dallarını okulda tanıması ve uygulaması için yeterli branş öğretmenleri bulunmalı, çocuğun ilgisi ve becerisi doğrultusunda resim, müzik, seramik, drama, spor vb. sosyal faaliyetlere yönlendirilmesi sağlanmalı, sinema, tiyatro, müze, sergi vs. gibi kültür-sanat etkinliklerle çocuğun tanışması sağlanmalıdır.

Öğrenci Sayısı

Sınıflardaki öğretmen-öğrenci oranının uygun olması, öğrenci sayısının öğretmenin yeterlilik kapasitesinin üstünde olmaması gerekir, öğretmen başına en fazla 8 çocuk olmalı ve sınıfta 16’nın üstünde çocuk bulunmamalıdır

Eğitim Programları

Çocukların yaşlarına uygun olarak, onların fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal gelişimlerini desteklemek amacıyla eğitim ve gelişim programları düzenlenmeli ve periyodik aralıklarla veliye ulaştırılıyor olmalıdır.

Dil eğitimi ise günümüzde oldukça önemli bir yere sahip olduğundan yabancı dille eğitim metodunu tercih eden okulların tercih edilmesi de çocuğun hayata hazırlanmasında ayrıcalık sağlar.

Fiziki Koşullar

Okulun fiziki koşulları da tercihimizi etkileyecek çok önemli bir konudur. Okul öncesi eğitim kurumlarında mobilyalar ve bina ergonomik olmalıdır; mobilyalar çocukların boyunda ve onların ruhlarına hitap edecek sevimlilikte olmalı, sivri ve tehlike yaratacak kısımları yok edilmiş olmalıdır, etkinlik köşeleri ve oyuncaklar çocukların yaratıcılıklarını destekleyecek ve özgürce hareket etmelerine fırsat verecek şekilde düzenlenmelidir. Oyuncak ve eğitim materyalleri çeşitliliği fazla, sağlık standartlarına ve çocuk sayılarına uygun olarak seçilmeli ve çocukların görebilecekleri ve rahatça kullanabilecekleri şekilde yerleştirilmelidir. Okulun bir bahçesi mutlaka olmalı, bahçe ve bahçedeki oyun malzemeleri tüm çocukların kullanımına açık olarak düzenlenmelidir. Çocuklar için düzenlenen oyun alanları dışında, uyku, yemek ve hatta spor için de ayrı bölümler oluşturulmuş olmalıdır; Yemekler kurumun bünyesinde yapılmalı ve servis edilmelidir, spor salonu çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimine katkı sağlayacak önemli bir bölümdür ve amacına uygun olarak düzenlenmelidir.

Okulun genelinde ve sınıflarda hijyen kurallarına ve temizliğe çok dikkat edilmeli ve takibi titizlikle yapılmalıdır. Ayrıca binanın çevre güvenliği sağlanmış olmalı, deprem ve yangın gibi acil durumlar için gerekli önlemler alınmış olmalıdır,

İletişim

Kurumun kapısı anne-babalar için sürekli açık olmalı, her türlü kaygı ve tereddütlerinin giderilmesine fırsat verilmelidir. Ailelerin kurumla irtibatta olması, çocuğun kurumdaki durumu ile ilgili aileye gönderilen iletişim defterlerinin bulunması, internet ortamında kuruma ait blogların bulunması, çocukların etkinlikleri ile ilgili videoların yayınlanması aileler için önemli bir tercih sebebidir

Diğer konular

Çocukların ihtiyaçları ve beslenme ilkelerine uygun olarak hazırlanan beslenme programları kurumun görünen bir yerine asılmalı bir örneği de veliye gönderilerek takibi sağlanmalıdır.

Sağlık sorunları karşısında kurumun yaklaşımı çok önemlidir; bulaşıcı hastalığı olan çocukların bu süreç içinde kuruma kabul edilmemesi, ilaç takibinde olan çocukların ilaçlarının saatinde verilmesi, alerjisi olan çocukların takibinin yapılması vb. konularda duyarlı bir tutum izlenmelidir.

Bunun dışında tercih yaparken öncelikle eve en yakın kurumların tercih edilmesine dikkat edilmelidir; böylece geliş- gidiş sırasında yolda geçecek gereksiz zamanın önüne geçilmiş, çocuğun dinlenme saatinden çalınmamış olur.

Özetle; çocuklarımızın ilk eğitimlerine en uygun kurumlarla ve ehil kişilerle başlamaları için yaşamlarının ilk günlerinden itibaren çocuklarına rehberlik yapan anne-babalara çok büyük sorumluluklar düşmektedir ki işte bu noktada sayılan tüm bu özellikleri bünyesinde taşıyan, eğitimli ve güler yüzlü ekibiyle ÇUKURAMBAR AKD KIDS ANAOKULU ailelerin beklentilerine ışık tutacak çok deneyimli ve güçlü bir adrestir.

To Top