ÇOCUKLAR SINIRLARI SEVER

Sınırlar, çocuklara korundukları, güvende oldukları ve değer verildikleri duygusu kazandırır.

Sınırlarla çocuk kurallara uymayı, işbirliği yapmayı, sorumluluk almayı, otoriteye saygı duymayı öğrenir. Sınır koyma konusunda isteksiz ya da yetersiz ailelerde doğru ve yanlış sürekli değişiklik gösterecek bu da çocuğun kafasının karışmasına sebep olacaktır. Hatalı veya onaylanan davranışların kesin bir dille tanımlandığı ortamlarda çocuğun doğru davranışı öğrenmesi çok daha kolay ve hızlı olacaktır.

Çocuklar, ilişkilerinde ne kadar güç sahibi olduklarını, kendinden beklenen davranışların neler olduğunu bu sınırlar sayesinde keşfederler. Sınırlar önce evde başlar; güç, kontrol ve kurallara uyma konusunda evde öğretilen doğrular, çocuğun evin dışındaki davranışlarına temel teşkil ederek,onaylanan davranışları yapması için yol gösterici olur,çocuk toplum kurallarına uymayı, olumsuz duygularla baş etme becerisini evde edindiği deneyimlerine göre şekillendirir.

Çocuklar kuralları anlamaya başladıklarından itibaren sınırlarımızı zorlamaya başlarlar; ne kadar ileri gidebilirim,ileri gittiğimde neler olur sorusunun cevabını anlamaya çalışırlar,bu dönemde çizilen net sınırlar çocuğu doğru yola iter

Kontrolün anne-baba da olması çocukların istediği bir durumdur, bu onları rahatlatır ve güven verir; ‘bana güvenebilirsin,ben sana en doğru yolu gösteriririm,seni tehlikeler konusunda uyarır ve korurum’ mesajlarıyla çocuk kendini güvende hisseder

Sınırlar yaşla birlikte değişiklik gösterir; gelişim süreçleri boyunca çocuklar araştırmak ve keşfetmek isterler ,çocuklar için sınırlar çizerken onların gelişimlerini sabote etmemeye özen göstermek gerekir.Ebeveynlerin görevi ;çocukların çevrelerini keşfetmelerine, becerilerini geliştirmelerine, yeni yetenekler kazanmalarına ve bağımsızlıklarını geliştirmelerine fırsat vererek ,gereksiz engellemeler yapmadan onları destekleyerek güvenli sınırları çizmektir

Çocuklar kuralları ve onaylanan davranışları zaman içinde öğrenerek kazanırlar; net mesajlar ve etkin davranışlar bu öğrenmeyi hızlandırır.Kuralları koyarken davranışlarımızın sözlerimizden daha etkili olduğunu da unutmamak gerekir,çocuklarımız davranışlarımızla desteklenmeyen sözlerimizi duymazdan gelmeyi seçerler,çocuklar kurallarımızı ve beklentilerimizi öğrenmek için sınırları zorlarlar , çocuğun mizaç özellikleri,ebeveynle kurduğu sağlıksız ilişki sınırların konulmasını zorlaştırıcı etkenler olsa da bu noktada kararlılık en etkili yoldur.

Tekrarlama ve hatırlatmalar,konuşmalar, nasihatler ve nutuk çekmeler,yanlış davranışı görmezden gelmeler,net olmayan mesajlar,ebeveynin etkili bir model oluşturamaması,pazarlık,tartışma ve çekişmeler,rüşvetler ve büyük ödüller,ebeveynler arasındaki tutarsızlıklar vb.hatalı tutumlar çocuğun kafasını karıştırır,bu durumda sınırların çizilmesi zorlaşır.

Çocukların dağınıklıklarını onların yerine toplamak,çocuklar kendileri giyinebilecekken onları giydirmek ,çabuk ve temiz olsun diye kendilerinin yemesine izin vermemek,zarar veren bir çocuğa aynı davranışla cevap vermek, daha önce kabul edilmemiş bir davranışı o an meşgul olduğu için görmezden gelmek vb. Ebeveyn tutumları da çocuğa vermek istenen olumlu davranışların ertelenmesine sebep olur

Çocuğunuz onaylanan davranışları gösterdiğinde övgülerde bulunmak, yaptığı doğrunun farkında olmasını sağlamak,”Seninle odanı toplamak çok eğlenceliydi” Masayı kurarken bana yardım etmen beni çok mutlu etti” gibi ifadelerle onları teşvik etmek davranışın kazandırılmasında çok etkili olur

Sınırları koyarken; çevre düzenlemesi yapmak da olumlu davranışların kazandırılması açısından önemlidir; çocuk için rahatça oynayabileceği,koşturabileceği uygun oyun alanları düzenleyerek,uyku saatlerinde aşırı uyaranlardan uzak tutup, sessizliği sağlayıcı tedbirler alarak,ilaçlar,kesici aletler gibi güvenliği tehdit edebilecek malzemeleri ortadan kaldırıp güvenli bir çevre oluşturarak çocuğunuza özgürce davranabileceği bir yer oluşturmuş,böylece bazı etkinlik

ya da oyunlarını evin başka bölümlerinde yapmaması gerektiğini de göstermiş oluruz

Onaylanmayan bir davranışı söndürmek istiyorsak; ya çocuğun dikkati başka bir yöne çekilmeli veya oynayabileceği, sevip ilgilendiği farklı alternatifler, etkinlikler sunulmalıdır, daha eğlenceli bir alternatif sunmadan, yapmak üzere olduğu olumsuz davranışı engellersek öfke nöbetleri, ağlama ve kızgınlık tepkileri ile karşılaşılması kaçınılmazdır. Oysa çocuğa farklı seçenek sunarak onun dikkatini dağıtıp yine isteyebileceği başka bir şeye sahip olmasını sağlamak genellikle olumlu sonuç verecektir

Kazandırılmak istenen davranış gerçekleşmeden önce çocuğun olacaklara önceden hazırlanması da onun değişiklikleri daha kolay kabul etmesini sağlayacaktır;’ 5 dakika sonra okula gitme zamanı’,’biraz sonra yemek yiyoruz’ gibi… hoşlandığı ve yoğunlaştığı bir etkinlikten ayrılma zamanının geldiğini önceden çocuğa bildirdiğimizde onun değişikliklere hazırlanmasına, olacakların farkına varmasına ve iş birliği yapmasına yardımcı oluruz.

Sonuç olarak sınırlar koymak bilinenin aksine çocuğu kısıtlamak veya özgürlüklerini elinden almak değil tam tersi ona kendini güvende hissedeceği bir ortam sunmak, ona özgüven kazandırmaktır…

Çocukluğunuzu düşünün; mutlaka bir çoğumuz kendimize sınırları belli bir oyun alanı için ya çadır kurmuş ya da masa altlarında bir oyun alanı oluşturmuşuzdur..bize ait güvenli bir yerdir çünkü orası… yön levhaları olmayan bir yol düşünün.. kendinizi ne kadar güvende hissederdiniz?

Sevgiyle

Hümeyra Olcay

Psikolog

To Top